Sürdürülebilir Topraksız Tarım Teknolojileri

Dünya üzerinde yaşamsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için gerekli olan besin kaynaklarının üretilmesinde en önemli faktörlerden biri olan toprak, sosyal ve ekonomik açıdan insan yaşamında kritik bir öneme sahiptir. Sürdürülebilir bir üretim sistemi kurmak, sağlıklı ve daha verim üretimler yapabilmek adına günümüz şartlarında tercih edilen diğer bir tarım şekli de topraksız tarımdır. Gübre, ilaç ve su kullanımında daha kontrollü olduğu bu yöntemler sayesinde tarımın yapılamadığı ya da uygun toprakların bulunmadığı yerlerde kaliteli tarım ürünlerinin üretilmesi mümkün olmaktadır. Farklı topraksız tarım teknikleri kullanılarak birçok bitkinin konvansiyonel topraklı tarıma göre daha verimli ve kaliteli üretilebilmesi mümkün olmaktadır. Çilek bitkisinin her türlü ekolojk koşullarda yetiştirilebilmesi, yatırım masraflarının diğer türlere göre esnek olması dolayısıyla bu oranın daha da artacağı öngörülmektedir. Nitekim günümüzde yaklaşık olarak 3000 da alanda yapılan topraksız çilek yetiştiriciliğinde, yetiştirme ortamı olarak %99 oranında kokopit (Hindistan cevizi lifi) kullanılmaktadır. Kullanılan kokopit ortamları ise ithal edilen bir ürün olup, Sri Lanka, Filipinler, Endonezya, Hindistan, Latin Amerika gibi ülkelerden alınmaktadır. Ayrıca çilek için özel hazırlanmış kokopit torbasını üreticiler, tanesini 2 dolardan satın almaktadır. Dolayısıyla ülkesel olarak 3000 dekarlık topraksız çilek yetiştiricilik yapılan alanlara müteakip 8-10 milyon dolarlık döviz çıkışı görülmektedir. Ülkemizde kokopit haricinde torf ortamı, az da olsa kullanılmakta olup, havanın CO2’ini özümleme işlevi nedeniyle torf yataklarının tahrip edilmesinin sera etkisinin artıracağından dolayı torfa alternatif yeni yetiştirme ortamı da aranmaktadır. Bu amaçla yapılacak projelerden birisinde, ülkemizde topraksız çilek yetiştiriciliğinde yoğun olarak kullanılan iki çeşit (Festival, Sabrina) üzerinde, kokopite alternatif yeni yetiştirme ortamı (substrat) ve yeni yetiştirme sistemi geliştirmek ana amaçtır. Bu amaç kapsamında ülkemizde ve özellikle Akdeniz bölgesinde en fazla bulunan bitkisel atıkların (turunçgil budama atıkları ve muz atıkları) yetiştirme ortamı olarak kullanılma olanakları ve bu atıklardan da en yüksek verim ve kaliteyi hedefleyen topraksız yetiştirme sistemi geliştirilecektir. Böylelikle ülkemizde topraksız çilek yetiştiriciliğinde konvansiyonel olarak kullanılan kokopite alternatif olarak, yeni yetiştirme ortamı seçimi, bu ortamın en uygun hacim ve partikül iriliği tayini ve en uygun yetiştirme sistemi (saksı, torba vs) seçimi ortaya konulacak olup, bu sistemler kontrol yetiştirme sistemine (kokopitli yetiştirme torbası) göre kıyaslanarak çilekte en uygun sürdürülebilir topraksız üretim sistemi olarak gerçekleştirilecektir. Ayrıca bitkisel atıkların değerlendirilerek ekonomiye kazanması da sağlanacaktır. Araştırma çerçevesinde, vegetasyonun her aşamasında bitkilerde morfo-fizyolojik gözlem ve analizler, meyvelerde detaylı pomolojik analizler, verim ve meyvelerde sağlık bileşenleri analizleri ile sonuçlar ortaya konulacaktır. APYK’ nın yürüteceği diğer bir projede ise dünyada önemli bir yere sahip ve temel gıdalardan birisi olan patatesin üretilmesi için kritik öneme sahip elit kademe mini yumruların üretilmesi topraksız tarım yöntemleri kullanılarak gerçekleşecektir. Bu yöntemler içerisinde en önemlilerinden birisi olan Aeroponik sistem profesyonel bir modelle tasarlanarak ticarete konu olabilecek düzeye taşınacaktır. Minimum düzeyse su ve bitki besin elementleri kullanılarak maksimum düzeyde mini yumrunun üretilebilmesi sağlanacaktır. İklimlendirme, LED ve otomasyon sistemleri ile desteklenerek yıl boyu üretimin yapılabilmesi sağlanacaktır. Son yıllarda ülkemizde ve dünyada yaşanan en büyük çevresel sorun küresel ısınma ve iklim değişikleridir. Bu çevresel sorun tarımdan, sosyo-ekonomik birçok faktöre kadar çok yönlü olarak insan yaşamını etkilemektedir. Özellikle gıda teminimizi sağlayan tarımdaki etkileri bir kat daha önem arz etmektedir. Nitekim küresel ısınmanın artması ile birlikte yetiştiricilik önemli düzeyde etkilenmekte, taban suyundaki su rezervleri azalmakta, tarım alanları çoraklaşmakta, toprak yüzeyinde tuz birikimi meydana gelmekte ve erozyon gibi ekolojik bozulma tehlikeleri de artmaktadır. İklim değişiklikleri aynı zamanda direkt veya indirekt olarak, tarım topraklarımızın da azalmasına neden olmaktadır. Zira son 10 yılda 1 milyon hektar tarım alanlarımızın azaldığı görülmektedir. Ayrıca gün geçtikçe artan dünya ve ülke nüfusunu karşılamak için yeni tarım alanlarına ihtiyaç bulunmaktadır. Fakat süregelen zamanda, aksine tarım topraklarımızın azaldığı görülmektedir. Hızla artan bu sorunlara karşı tarımsal olarak alınması gereken en önemli tedbir, toprak, su ve insan sağlığını koruma tedbirleri içerisinde, konvansiyonel topraklı tarıma göre daha az su, gübre ve ilaç kullanmayı sağlayan, alandan maksimum faydalanarak, minimum alandan maksimum verim almayı sağlayan ve her türlü alanda tarım yapılabilmeyi mümkün kılan, sürdürülebilir ve kontrol edilebilir modernize üretim yöntemi geliştirmek gerekmektedir. Bu anlamda topraksız tarım ise en etkin bir yöntem olup, tarımsal, çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliği sağlayan en önemli bir üretim tekniği olarak da karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca topraksız tarımda toprak yerine kullanılabilecek bitkisel artıkların değerlendirilmesi de sürdürülebilirliği daha da geliştirmektedir. Nitekim bitkisel artıkların değerlendirilmesi bir yandan çevresel kirliliği engellerken, bir yandan da geri dönüşümü sağlayıcı ve ekonomik tedbirleri de artırıcı etkisi bulunmaktadır. Türkiye’de her yıl 4.038.114 ton/yıl meyvecilik atıkları elde edilmekte olup, bunun yaklaşık 1.2-1.5 milyon tonu muz ve turunçgil bahçeleri atıklarından oluşmaktadır. Muz ve turunçgil ise özellikle Akdeniz bitki örtüsünde en yoğun yetiştiricilik yapılan türler olup, atık eldesi de kolaylıkla sağlanabilen türler arasındadır. Türkiye topraksız yetiştiriciliğin %30’unu çilek oluşturmakta ve bu oran her geçen gün artma eğilimindedir. Çilek bitkisinin her türlü ekolojk koşullarda yetiştirilebilmesi, yatırım masraflarının diğer türlere göre esnek olması dolayısıyla bu oranın daha da artacağı öngörülmektedir. Nitekim günümüzde yaklaşık olarak 3000 da alanda yapılan topraksız çilek yetiştiriciliğinde, yetiştirme ortamı olarak %99 oranında kokopit (Hindistan cevizi lifi) kullanılmaktadır. Kullanılan kokopit ortamları ise ithal edilen bir ürün olup, Sri Lanka, Filipinler, Endonezya, Hindistan, Latin Amerika gibi ülkelerden alınmaktadır. Ayrıca çilek için özel hazırlanmış kokopit torbasını üreticiler, tanesini 2 dolardan satın almaktadır. Dolayısıyla ülkesel olarak 3000 dekarlık topraksız çilek yetiştiricilik yapılan alanlara müteakip 8-10 milyon dolarlık döviz çıkışı görülmektedir. Ülkemizde kokopit haricinde torf ortamı, az da olsa kullanılmakta olup, havanın CO2’ini özümleme işlevi nedeniyle torf yataklarının tahrip edilmesinin sera etkisinin artıracağından dolayı torfa alternatif yeni yetiştirme ortamı da aranmaktadır. Bu çalışmada, ülkemizde topraksız çilek yetiştiriciliğinde yoğun olarak kullanılan iki çeşit (Festival, Sabrina) üzerinde, kokopite alternatif yeni yetiştirme ortamı (substrat) ve yeni yetiştirme sistemi geliştirmek ana amaçtır. Bu amaç kapsamında ülkemizde ve özellikle Akdeniz bölgesinde en fazla bulunan bitkisel atıkların (turunçgil budama atıkları ve muz atıkları) yetiştirme ortamı olarak kullanılma olanakları ve bu atıklardan da en yüksek verim ve kaliteyi hedefleyen topraksız yetiştirme sistemi geliştirilecektir. Böylelikle ülkemizde topraksız çilek yetiştiriciliğinde konvansiyonel olarak kullanılan kokopite alternatif olarak, yeni yetiştirme ortamı seçimi, bu ortamın en uygun hacim ve partikül iriliği tayini ve en uygun yetiştirme sistemi (saksı, torba vs) seçimi ortaya konulacak olup, bu sistemler kontrol yetiştirme sistemine (kokopitli yetiştirme torbası) göre kıyaslanarak çilekte en uygun sürdürülebilir topraksız üretim sistemi olarak gerçekleştirilecektir. Ayrıca bitkisel atıkların değerlendirilerek ekonomiye kazanması da sağlanacaktır. Araştırma çerçevesinde, vegetasyonun her aşamasında bitkilerde morfo-fizyolojik gözlem ve analizler, meyvelerde detaylı pomolojik analizler, verim ve meyvelerde sağlık bileşenleri analizleri ile sonuçlar ortaya konulacaktır. Proje sonucunda, topraksız çilek yetiştiriciliğinde, yüksek verim ve kaliteyi hedefleyen, birim alan tasarrufunu sağlayan, en uygun sürdürülebilir yetiştirme ortamı ve sistemi tayini sağlanacaktır.